10 Ocak 2015 Cumartesi

KARA ÜZÜM VE SÜTLÜ ÇİKOLATANIN OYUNLARI


İllüstrasyon: Beyhan İslam
İstanbul’dan az önce geldim. Havaalanından Zoologischer Garten yönüne giden, 109 numaralı otobüse bindim. Benden sonra bir grup ilkokul çocuğu da öğretmenleriyle birlikte otobüse bindiler. Karşımda iki tane çocuk oturuyor. Birisi kara saçlı, kara gözlü. Almanca konuşurken yaptığı vurgulardan Türk kökenli olduğunu tahmin ediyorum. Ona kara üzüm diyeyim. Diğeri ise sütlü çikolata gibi. Kara üzümün elinde şekerler var. Gizlice, öğretmenine göstermeden sütlü çikolataya da ikram ediyor. Birlikte gizlice şeker yemenin tadına varıyorlar. Karşı çaprazımda öğretmen ve bir çocuk oturuyor. Onun adı da limon olsun. Kara üzüm ve sütlü çikolatanın yediği şekerleri görünce, limonun ağzının suyu akıyor. Sınıfça çıktıkları bu yolculukta şeker yemeleri yasak herhalde. Limon isyan eder gibi oluyor. Büzüşüyor olduğu yerde. Derken öğretmen şekerleri görüyor.

“Çabuk o şekerleri cebine koy.”


Üzüm ve sütlü çikolata oyun oynamaya başladılar. Nasıl da tatlılar. İkisi de yemelik. Sanki birbirlerine sarılsalar, tadından yenmez bir üzümlü sütlü çikolata olacaklar. Seviyorlar birbirlerini belli. Kankalar herhalde.  Sütlü çikolata birden beresiyle yüzünü kapatıyor.

“Ben görünmez olabilirim. Beni tanıyor musun? Parmaklarınla bana sayılar göster, ben de sana hangi sayı olduğunu söyleyeyim.”

Kara üzüm bir elinin beş parmağını gösteriyor. Sütlü çikolata hemen biliyor. Fünf. Kara üzüm hangi rakamı gösterse, sütlü çikolata arkasına saklandığı beresinden herşeyi doğru tahmin ediyor.

Derken karşı çaprazda oturan öğretmenden bir ses;

“Chris, oyun oynama, olur da ayağa kalkarsan, düşebilirsin. Düşersen sonra ağlama.”

Olduğum yerde öylece kalakaldım. Kendi kendime “Herzlich Willkommen in Deutschland” dedim. “Almanyaya, yetişkinlerin dünyasına hoş geldin.”  Çocukların o AN yaptıkları tek şey, oturmak ve oturdukları yerden oyun oynamaktı. AN ı güzelleştirmek. Bir yetişkin ne yapıyor? O andan sonraki 5-10 dakika içerisinde gerçekleşebilecek felaket senaryolarını düşünüyor. Ve sanki o senaryolar gerçekleşmiş gibi, “OYUN OYNAMAYIN” diye çocukları azarlıyor. Zavallı çocuklar diye düşündüm kendi kendime.

Yetişkinler çocukların kanatlarını böyle kırıyor herhalde…


 31.01.2014
Berlin, Bergmann Strasse, Caffe de Meer, 12.35

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder